13 Şubat 2012 Pazartesi

çeyiz safsatası

Nesiller boyudur bir çeyiz geleneği almış başını yürümüş. Çok acayip bir düzen kurulmuş bu yolda, mazallah elini versen kolunu kaptırırsın sektör o denli kendini aşmış. Yolum düştü bir gün Kemeraltı'nda bir dükkana girdim. "Bunları almak adettir" adı altında liste yapmış adamlar. Listedeki eşyaları bedava verseler ve hatta üstüne para verseler giymezsin. Yolda görsen çiğner geçersin ama adam diyor ki "ablacım bunların hepsi sizin güzel hatrınız için 800 lira". Böyle olmazsa olmaz listelerine siz siz olun aldanmayın, heves etmeyin. Bunlar hep konu komşu, hısım akraba görsün de imrensin diye uydurulmuş detaylar. Çeyiz kisvesi altında bizlere dayatılan tamamen analarımızın içinde kalmış olan uktedir. Konu komşu beğensin diye deri kolçaklı zıvarovski taş yapıştırılmış bel ağrısına birebir çekyatlar, yıkaması Çin işgencesinden beter boncuklu stor perdeler, en aynalılsından vitrinler, o vitrinin içine belki de 30 yılda bir, hadi bilemedin iki  kez kullanılmış kristal kadehler, ağır porselen fincanlar. Bir gün de görmedim ki o porselen fincandan kahve içen, sütlüğünden ılık ılık kahvesine süt ekleyen anne. Bunun temelinde bizim vefakar analarımızın evlenirken zevkine göre bir şey alamamasının yattığına inanıyorum. Kayınvalidesi koltuğunu, büyük yengesi perdelerini seçmiş, bırakın efendim ev eşyasını kimisi gelinliğini bile seçememiş ki. Zaten küçükmüş de evlenirken, dünyadan haberi olmamış ilk çocuğunu kucağına alana kadar, birileri halledivermiş o işleri. E ne olacak o içte kalan hevesler, bizim başımıza patlayacak. Ama yooo, bu düzen böyle gitmez. Bu yola başlarken 1. kural; Kararlı olun ! En ufak bir taviz, yıllarca dolapta saklanacak pullu bir yatak örtüsüne dönüşür alimallah yıllarca sırtınızda yük gibi taşırsınız onu. 2. kuralımız; bir tarz edinin kendinize. Bu tarzın illa adını koymak gibi bir şart olduğunu sanmıyorum ama bakıp, beğenip, aldığınız şeyler birbiriyle alakasız olursa bu defa da ev çarşamba pazarına döner aman dikkat. Çiçekli severim diye çiçekli sandalyede oturup, çiçekli masa örtüsünün üstüne dizilmiş çiçekli tabaklardan çiçekli kaşıklarla yemek yemek insanın içine daral getirebilir. Biraz sakin olun, çiçek iyidir ama arada düz renk lazım ki onun deseni ortaya çıksın değil mi? Buna engel olmak için ara ara alınmış şeyleri elden geçirmede fayda vardır. Doğru ve yeterli alışverişi yapmanın yolu bana sorarsanız iyi hazırlanmış bir listeden geçer. İnternette tonlarca liste var, bunlardan birini kendinize uyarlayabilirsiniz. Ben de baktım ama pek işime gelmedi o listeler. Ne bileyim konserve açacağı, peçete halkası ya da supla olmadan da gayet mutlu yaşarım gibi geliyor bana. En önemlisi kendinize en uygun listeyi yaratmaktır. Düşünün mesela eve girer girmez sırasıyla nelere ihtiyacınız oluyor? Sonunda göreceksiniz ki eve girdiğinizde anahtarınızı asacağınız askıdan, çay içerken kullanacağınız çay kaşığına kadar yazılı bir listeniz olmuş.

Yıllardır yalnız yaşama şansına sahip olduğum için ihtiyaç listesinde yol gösterici olabileceğime inancım tam çünkü bir evde nelere ihtiyaç duyulur öğrendim çok şükür. Yıllardır da bu dekorasyon dergilerini okuya okuya bitiremedim, her sayıda yeni bir detay öğreniyor insan. Dekorasyon dergisi bir tarz seçip uygulamada çok yardımcıdır tavsiye ederim. Dergilerin detaylarına da ilerleyen günlerde gireriz.

Şimdi belki şöyle düşünen de olabilir " E madem yalnız yaşıyorsun aldığını kullansana, ne diye saklıyorsun?". Ben bu anlayışa eremedim efendim, benimki de heves işte n'apiyim. Çiğdem çitleyip içlerini ağzında biriktirirsin ya hani, sonra zamanı geldiğine inanınca  bir çiğnersin ki dünya yıkılıyor deseler dönüp bakmazsın, işte onun gibi zamanını bekliyorum. Yeni evime geçince hepsi gün yüzüne çıkacak söz

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder